ANASAYFA » Haberler » Hoş Geldin Ey Şehr-i Ramazan
Hoş Geldin Ey Şehr-i Ramazan
Tam vaktinde yetişti Ramazan. Umudun kırılmaya başladığı bir zamanda. Tam da ihtiyaç hissettiğimiz vakitlerde. Girdiğimiz bilmem kaçıncı çıkmaz sokaktan sonra karşımıza açılan geniş bir sokak gibi. Bize yabancı bir şehirde tedirgin adımlarla yürürken, uzunca zamandır görüşemediğimiz eski bir dostla karşılaşmak gibi yetişti imdadımıza.

Artık sokakları daha güvenli yürüyebiliriz yol arkadaşımızla. Gece vakti sayıklamalarla dolu bir kabusun ortasında, saçlarımızı okşayan, alnımızdan öpen müşfik bir anne gibi girdi odamıza.

Tam vaktinde yetişti Ramazan.

 Her şeyin bir yüzü hüzne dönük dediğimiz zamanlarda gösterdi dua değmiş güzel yüzünü.

 İftara yakın saatler…

Önümüzde yiyecekler çeşit çeşit duruyor. Sofraların çeşitlenmesinin mucizevi bir tarafı var. Bu kadar paraya kurulacak sofra değil diye düşünüyor insan. Mucize elan devam ediyor. Bu kadar insanı doyurabilecek gibi bir sofra değil diye düşünüyor insan. Herkes doyuyor ve kalanı sahura saklıyoruz.

 Önümüzde duruyor sofra ve kulağımız ezanda. Herkes deli gibi acıkmış ve kimse elini uzatmıyor sofradakilere. Hani birkaç dakikadan ne olacak canım diye geçmiyor bile aklımızdan. Sabır bizimle oturuvermiş. Nasıl da güzel bir bekleyiş. Birazdan Rabbimiz izin verecek ve biz karnımızı doyuracağız. Davet gelmeden elini uzatmak yok.

 Ne çok dua var ortalıkta…

Herkes dua ediyor bir vesileyle. Sahur duası, iftar duası, ezan duası, yemek duası, teravih duası.

Allah’ım bizi duasız bırakma lütfen. Musa’nın dediği gibi; vereceğin her hayra öylesine muhtacız ki!

Mübarek Elçi Rabbimize “Gizli halim ve hayalim sana secde etti” diyor. Bundan öte ne söylenebilir. Gizli halimizle ve hayalimizle secde edebilmek…

 Mahyalar yanıyor camilerin kollarının arasında…

Mahyalar bizim dünyamızda camilerin geceliğidir . Camilere gecelikleri ne de güzel yakışıyor.

Artık maniler yok.

Şimdi böyle bir manimiz var sahuru eksik bırakan. Şiir ve türkü söylemeyi unutan bir toplum, elbette manileri de aklında tutamıyor.

 Davulcular boş boş çalıyorlar sokaklarda. Manileri hatırlamak için duralasalar da yok! Mani okuyan davulcular bir masala binip gittiler.

Yoksullar var bir de.

Ramazan kumanyaları var. Torba torba toplanıp yoksulların evlerine gidiyorlar iyi insanlar. Arınmak için mülk sahibinin kendilerine verdiklerinden dağıtıyorlar.

Mutlak mülk sahibi katındaki bolluktan insanlara hesapsız dağıtıyor. Gerçek malik olanı hatırlayabilmelerine kapı açıyor böylece. Düşünülmesi gereken şu; bunca nimeti insanlara sorgusuz dağıtan kim. Mülk sahibine hamd olsun, ki bize lutfedip rızıklandırıyor. Ve o din gününün de sahibidir.

Tüm Haberler için tıklayınız »