Efendim şöyle sorularla zihnimizi biraz yoralım.
Bu yaşadığımız vatanda Bayrağımız dalgalanıyor mu?
Bu Vatanda Ezanımız semaları çınlatıyor mu?
İbadetimizi rahat yapabiliyor muyuz?
Irzımız-namusumuz teminat altında mı?
Malımızın mülkümüzün teminatı var mı?
Seyahat hürriyetimiz, insanca yaşamak hürriyetimiz var mı?
Soruları çoğaltabiliriz. Bu soruların cevabı büyük ekseriyetle evet olacağına göre:
Tekrar soralım.
Bunları neye borçluyuz?
“ DEVLET OLMAYA.”
Sorularımıza devam edelim.
Bu devletin oluşumunda ki gayreti, fedakârlığı olanlar kimler?
Atatürk ve arkadaşları.
Yanında kimler var?
Milletin her kesimden temsilcileri, din adamları, müftüleri hatta dağdaki efeleri var.
Milli mücadelenin kahramanlarından hiç birine dil uzatmamız söz konusu olamaz ve olmamalıdır.
Ne gariptir ki halktan uzak halkçılar. İslam’ın ruhundan uzak ılımlı İslamcılar ve devletin ne demek olduğundan habersiz bir kısım insanlar bu memlekette bir şeylere sadece biz sahip çıkıyoruz sevdasıyla, devlete de millete de zarar veriyorlar.
Birilerini devlet ve sistem düşmanıymış gibi göstermek hiç kimseye fayda getirmez.
Demokrasi insanların birbirini hazmettiği bir sistemin adıdır. Hazımsızlık yapanların demokrasiden bahsetmeleri inandırıcı değildir.
Hükümetler gelici geçicidir. Devletler kalıcıdır.Herkes geçici olan hükümetlere zarar vermek adına, devlete zarar verebileceklerinin hesabını iyi yapmalıdır. Çünkü devlete zarar vermek hiç kimsenin hakkı ve haddi olmamalıdır.
Bize bu Devleti,bu Cumhuriyeti armağan eden Atatürk'ü ve silah arkadaşlarını Rahmet ve minnetle anmalıyız.Ruhun şad olsun Atam.
Tüm Haberler için tıklayınız »