ANASAYFA » yazarlar » CEMAL İNCESOYLUER
    Siyonistlerin “devlet terörü”, tarihsel ilkesidir!
    Gazze, kuşatma altında. Zeynep, aile efradının tümünü, Siyonist köpeklere kurban verdi, şehit oldular. Onun içinde bir koli vardı, Gazze Filosunda. Süheyla Sevde Güler, henüz 6 yaşında. Harçlıklarından biriktirdiği 70 lira ile destek olmuş kampanyaya.
    Babası 2008 yılında ölen 4 yaşındaki Gazze’li Zeynep\'e bir koli gönderen Süheyla, kutuyu özenle hazırlamış. İçerisinde bir bebek, oyun hamurları, üzeri pembe tüylerle kaplı bir not defteri ve Gazze\'deki kardeşi Zeynep\'e yazılmış bir mektup var.

    Gemilerde gıda, inşaat malzemeleri, ilaç ve tıbbi malzemelerin yanı sıra Gazze’li yetim çocuklara gönderilen hediyeler bulunuyor. Türkiye\'den ve 27 ülkeden dünya çapında çeşitli ülkelerdeki yetimlere destek olunuyor. Bu kapsamda yaklaşık 16 bin yetime ulaşılmış.

    Her ay 70 lira ödeyen gönüllüler, bir çocuğa destek olabiliyor. Bunlardan yaklaşık 10 bini de Gazze\'de. Filistinli yetimlere de destek çıkan gönüllüler, Gazze\'ye insani yardım konvoyunu fırsat bilip birçok hediye hazırlamış. Her aile ne isterse onu hazırlamış.

    Genel olarak kırtasiye malzemesi, kıyafet, çocukların yaşına göre değişen hediyeler var. Bağışçı aileler, Gazze\'ye futbol topundan kol saatine, kırtasiye gereçlerinden oyuncağa, bisikletten giyime kadar çok sayıda hediye göndermiş.

    Ve dün, Siyonist din devleti İsrail, “devlet terörünü”yeniden, acımasızca devreye soktu. 6 gemiden oluşan Gazze Filosuna, İsrail Askerleri saldırdı. İlk belirlemelere göre, 18 kişi hayatını kaybetti, onlarca yaralı var. Yine, haber ajanslarından aldığımız bilgilere göre; hayatını kaybedenlerin 9’u Türk.

    Artık, İsrail’in binlerce yıllık “vaade dilmiş topraklar”yerine; “öldüreceği canlar” şeklinde ütopyasını değiştirdiğini söylemeliyim. İsrail’in bu kan tutmasını, acaba adını aldığı “İsrail-Yakup” peygamber onaylıyor mu? Hiç sanmıyorum.

    İHH’nın Gazze Filosu, aynı zamanda “milletler arası ittifakın” en güzel tezahürüydü. Milletler, “zulüm ve ölüm” kıskacındaki İsrail’e karşı belki de ilk kez böylesine bir kıyamı başlattı.

    Hatırlayın fotoğrafı, Gazze’deki kuşatma altında rahmetli Filistin lideri Yaser Arafat, “Mum ışığında” bir direnişin timsaliydi. Barış için, bütün ömrünü feda etmişti.

    Ve Hamas; bilenmiş, binlerce kez kandırılmış Filistinlilerin yeniden İsrailliler tarafından aldatılacağı endişesiyle, düşmanının silahıyla mücadele ediyor.

    Onlara kim haksız diyebilir ki… Her gün evlerine bombalar yağan Filistinli Çocuklar; “intifada” aramış özgürlüğün gelişini.

    Siyonistlerin “devlet terörü”, tarihsel ilkesidir! Ortadoğu’nun bağrına bir hançer gibi Siyonist devlet İsrail’in saplanmadığı tarihi kayıtlara baktığınızda; böylesine bir devlet terörünün varlığından söz etmemiz mümkün değil.

    Bir devlet terörü, bir devlet şizofrenisi ve bir devletin nasıl çıldırdığını gün be gün izliyoruz.

    Orada, Zeynepler, Sümeyyeler, Aliler, Ömerler, Süheyller ölüyor.

    Bir yudum süte, bir lokma mamaya muhtaç Filistinli bebekler; ölüm endişesi ve korkusuyla büyüyorlar.

    40 küsur İslam etiketli devletler; şahlarıyla, krallarıyla, emirleriyle, başkanlarıyla dünyanın dört bir yanında yatlarla dolaşıyor, saraylarında keyif çatıyorlar. Ama, Filistinli Çocuklar orada her gün ölüyor.

    Dünyanın bu “Beyaz Müslümanları”, dindaşlarının ölümüne seyirci kalıyor/kalıyoruz. Ve bu ülkede; Alevi-Sünni, Türk-Kürt ayrışmasının ateşini üfleyenleri, “yürü git len”diyemiyoruz.

    Hala, “Yakup’un koyunlarının” hesabını, 5 bin asır sonra soran din devleti İsrail’in terörünü; kan tutmasını, öldürme yortusunu, sevgisiz yüreğinin üzerine karabasan gibi çökemiyoruz.

    İşte şimdi, “One Minute” vaktidir. Binlerce kez taşa vurduğu baltasını alıp da, münasip yerine sokma vaktidir, şimdi.

    Din terminolojisi istiyorsanız; “cihat-kıyam ve hayat” vaktidir.

    Irki hars olarak algılamak istiyorsanız;“Türk’ün asırlık adaletini tecelli” ettirme ve kahramanlık destanlarını yeniden yazdırma vaktidir.

    Çünkü Mehmet Akif Ersoy’un dediği gibi, “Tek dişi kalmış canavarın” dişlerini, Necip Fazıl Kısakürek’inbetimlediği gibi, “kerpetenlerle” sökme zamanıdır, şimdi…