ANASAYFA » yazarlar » 
    DEĞİŞİM RÜZGARLARI
    Türkiye, Ortadoğu\'da esen değişim rüzgarlarına kendi esintisini katmak istiyor. Ülkeler arasındaki paylaşımların eşitliğinden yana olduğunu benimseyen Türkiye\'nin İsrail hakkındaki düşünceleri net ve açıktır.
    İsrail, sürekli Filistin\'e orantısız güç kullanarak, Filistinlilerin hayatlarını karartmıştır. Ortadoğu\'da komşularıyla iyi geçinemeyen İsrail, her defasında kendi bildiğini yapma yolunu seçmiştir.

    Bu konuda Amerika\'nın desteğini de, arkasına alınca, atını istediği gibi sürdü. O topraklara barışı bir türlü getirmedi. Şiddet rüzgarlarını her defasında estirdi.

    Filistin devletini tanımamak için her türlü olaya başvuruyor. Filistin\'in tanınma aşamasında bile boş durmayıp, BM\'lerden tanınmaması için çalışmalarını sürdürüyor.

    İsrail, Türkiye ile arasındaki yaşanan gerginlik Başbakan Recep Tayyip Erdoğan\'ın BM\'lerin genel kuruluna da, yansıdı.

    Erdoğan, İsrail için sert konuşarak, Ortadoğu\'da barışı kösteklediğinin altını da çizdi.

    Mavi Marmara da ölen Türk vatandaşları için İsrail ödemesi gereken tazminatı hatırlatarak, ödenmemesi halinde İsrail\'le normalleşme olmayacağını söyledi.

    Başbakan Erdoğan BM kürsüsünden dünyaya seslenirken, Somali\'de bir lokma ekmek bulup yiyemeyen çocukların ölümünü seyredenlerin insanlıkla bağdaşmadığını dile getirerek;insanlığın test edildiği bu fotoğraf karesiyle yüzleşmesi gerektir.

    Erdoğan, İsrail\'in fosfor bombası kullandığını buna karşı BM\'lerin yaptırım uygulamadığının altını çizdi.

    Erdoğan; \"Bu ülkeyi yönetenler, barış için gerekli adımları atmak yerine her geçen gün barışın önüne yeni bir engel çıkarmaktadır. İşgal altındaki Filistin topraklarıdır İsrail toprakları değil.

    Ne yazık ki İsrail toprakları olduğunu söylemek, tarihle ters düşmektir. Orada Filistin toprakları işgal altındadır. Orantısız güç kullanan İsrail\'dir ama yaptırım uygulanmayan yine İsrail\'dir. İşgal altındaki Filistin topraklarında uluslararası toplumun tüm çağrılarına karşı devam eden yasa dışı yerleşimler ile Gazze\'ye yönelik abluka bu kapsamda en öne çıkan iki husustur.

    Birleşmiş Milletler sistemindeki boşluklar, belirli ülkelerdeki lobiler İsrail\'e gayrimeşru eylemlerinden dolayı uluslararası hukuk ve adaletten kaçma imkanı verecektir.

    Ancak, İsrail\'in bugün en çok ihtiyaç güvenliği, özellikle söylüyorum, kendisi için beklediği o güveni sağlamayacaktır.

    İsrail\'i yönetenlerin, gerçek güvenliğin ancak gerçek barışın inşa edilmesiyle mümkün olabileceğini görmeleri gerekmektedir. Buradan bir kez daha İsrail\'e seslenmek istiyorum. Barışın yerine ikame edilecek hiçbir şey yoktur.

    Bugün karşılaştığınız mesele, sadece basit bir \'güvenlik için barış\' denklemi değildir.Türkiye\'nin Filistin devletinin tanınmasına desteği koşulsuzdur.

    Türkiye, Ortadoğu coğrafyasında barışın hakim kılınması için her türlü çabayı sarf etmeye hazırdır. Bu bağlamdaArap-İsrail ihtilafının çözüme kavuşturulması, Filistin devletinin tanınması, Filistinliler arası iç uzlaşmanın sağlanması, Gazze halkının maruz kaldığı gayri hukuki ablukanın kaldırılması için bundan böyle de aktif tutum izlemeye devam edecektir.

    Görülüyor ki, dünya siyaseti menfaat doğrultusunda yapılmaktadır. BM, bugüne kadar İsrail\'e yaptırım uygulamadığı mutlak suretle ortadadır.

    Somali\'nin bir zamanlar sömürge olarak yaşayıp, bugün açlık ve sefaletin kucağında inlemesi de ortadadır.

    Kapanmayan yara Keşmir Karabağ ve Kuzey Irakta gözler önündedir. Dünyada gerçek barış isteniyorsa, 193 ülke ellerini vicdanlarına ve taşın altına koymalıdır.

    23.09.2011

    DUYGU KARAHASANOĞLU