ANASAYFA » yazarlar » 
    SÜRPRİZ VE ZULÜM
    Kuzey Afrika ülkeleri şiddet dalgalarıyla boğuşmaya devam ediyor. Libyalı muhalifler zor durumda kaldığını tüm dünyaya duyurdu. Muhalifler, Libya\'yı uçuşlara yasak bölge ilan etmek için BM \'lerden yardım talebinde bulundu ve haykırışlarına Nato yetişti.
    Libya lideri Muammer Kaddafi, muhaliflere Libya\'yı bırakmayacağını defalarca söyleyerek, batıya da meydan okudu. Bu uğurda şehit olacağını birkaç kez söyledi.

    Muhalifler, birkaç kenti almasına aldı ancak bir süre sonra aldıkları kentleri geri vermek zorunda kaldı. Halk, şaşkın durumda. Can güvenlikleri kalmadığı gibi normal hayattan da her geçen gün uzaklaşıyorlar.

    BM, Libya\'yı uçuşa yasak bölge ilan etmesinden sonra Fransa\'da toplanan zirveden çıkan sonuçla Fransız savaş uçakları keşif yaptıktan kısa bir süre sonra bombaları Libya semalarına bıraktı. ABD, savaş gemileri de denizden füze yağdırdı.

    Kaddafi, sonuna kadar savaşacağını söylemesi, oldukça düşündürücü bir söz. Kime karşı kanının son damlasına kadar savaşacaksın. O halk Libya halkı değil mi? Sen de Libya\'nın devlet başkanı değil misin?Devrimci olduğunu her defasında söyler, devrimcilik bu mu?

    Libya halkı zor durumda. Libya, sokaklarında dolaşan istikrarsızlık yüzlere tokat gibi çarparken, Kaddafi, kaybettiği kentleri geri almanın gururunu yaşıyor. Muhalifler, giderek köşeye sıkışmanın hırçınlığıyla imdat diye bağırıyor. İmdatlarına batılı güçler, ses verip, bomba yağdırmaya başladı.

    Her sokak bir felaketin tanığı olurken, halk ölüm korkusuyla yaşamanın ne demek olduğunu daha iyi anlıyor. Yüzünün üstünde sivil ölmesi de, İkinci Körfez Savaşını hatırlatıyor.

    Ankara, sivillere merhamet gösterilmesini isterken, Libyalıların her daim yanında olacağını ifade etti.

    Irak, hala dehşetin kucağında inlerken, 2003\'ün faturasını ödemeye devam ediyor. Libya, elbette Irak\'a göre çok farklı. Ancak hiçbir devlet başkanı da kendi halkına savaş açmaz. Bunlar muhalifte olsa!

    Dünya felaketlerle sarsılırken, bazıları hala paranın, petrolün peşinde koşuyor. Arkalarına şöyle bir dönüp baksalar, dünyanın geçici olduğunu, tek gerçeğin ölüm olduğunu anlarlar.

    Kuzey Afrika, Ortadoğu iç çatışmaların pençesinde inlerken, Japonya depremle tsunaminin yaralarını sarmaya çalışıyorlar. Bir tarafta doğa afet, diğer tarafta menfaat ilişkisi mevcut. Her iki felaketin bedeli de ağır.

    Ancak doğal afetin kainatın canlılara yaptığı bir sürprizdi. Diğer tarafta ise insanların diğer insanlara uyguladığı bir zulümdür.

    18.03.2011

    DUYGU KARAHASANOĞLU