ANASAYFA » yazarlar » 
    BEN YAPMADIM HOCAM
    Tarih öğretmeni öğrencilerine, \"Karadeniz Savaşını kim yaptı?\" öğrencilerden biri ayağa kalkarak,\"ben yapmadım hocam!\" Öğretmen sinirlenir.
    Bağırır çağırır o sırada zil çalar. Sınıftan öfkeyle çıkar. Koridorda matematik öğretmeniyle karşılaşır. Matematik öğretmeni, \"hocam, neden bu kadar sinirlisiniz? Sınıfta ne oldu?\" tarih öğretmeni, \"öğrencilere Karadeniz savaşını kim yaptı diye sordum. Ben yapmadım, dediler.

    Matematik öğretmeni gülerek, \"öğrenciler böyledir. Hem yaparlar, hem de yapmadım derler. Tarih öğretmeninin öfkesi daha da artar. Müdür odasına girer. Burnundan solumaktadır. Müdür olan biteni öğrenmek ister.

    Tarih öğretmeni yine anlatır. \"öğrencilere Karadeniz Savaşını kim yaptı sordum. Ben yapmadım dediler. Koridorda matematik öğretmeniyle karşılaştım ona anlattım.

    Matematik öğretmeni de, \"öğrenci bu, hem yaparlar, hem de yapmadım derler.\" Söyledi.\"

    Müdür, \"en iyisi il müdürlüğüne bir dilekçe ile baş vuralım. Karadeniz Savaşını kim yaptı öğrenelim.\"

    Türkiye\'de ki kurumların bir çoğu bu şekildedir. Kimin ne kadar iş yaptığı müşterilerle alakalıdır. Adama işin \"İ\" sini bilmez. Ama makam işgal eder. Adam, tarihini bilmez, kendisini tarih profesörü olarak tanıtır.

    Eeee! Böyle olunca, işler sekte uğrar. İlerleme zor kaydedilir. Daha doğrusu ilerleme imkansızlaşır.

    Türkiye\'nin alt yapısına baktığımızda karşımıza korkunç bir bilgisizlik zinciri çıkmaktadır. Her şey lagara lugara anlayışındadır.

    Sistemin mevcut gidişi yine birilerinin menfaat doğrultusundadır. Kısacası, günümüzde bilgiye, ilime, emeğe fazla değer verilmemektedir. Tv. Kanallarında hepimiz sabah kuşaklarına yada kadın programlarına tanık olduk.

    Hangisi bilginin aydınlanma ışığıdır. Seda Sayan giydiği kıyafetlerle kendisini bir kadın olarak teşhir ederken, öğleden sonra k,i kadın programlarında da, zavallılığın ve psikolojik yapının bozulmasını görmekteyiz.

    Bu programlara hiçbir şekilde müdahale edilmezken, zor şartlar altında haber toplayan gazetecilerin basın özgürlüğü gündeme getirilerek yıpranma haklarının kaldırılması tartışılmaktadır.

    Böyle işte! İşinize gelir yada gelmez. Ne demişler gemisini kurtarana kaptan derler. Bilgiymiş!.. Kültürmüş!..Bunlar pek de, önemli şeyler değil..

    Nasıl sevgi karın doyurmuyorsa, sanat, kültür, edebiyat, bilgi karın doyurmaz. Çalacaksın… çırpacaksın… soyunacaksın…

    DUYGU KARAHASANOĞLU