ANASAYFA » Haberler » SALİH ERGÜL’DEN KANDİL MESAJI
SALİH ERGÜL’DEN KANDİL MESAJI
ANADOLU BASIN YAYIN BİRLİĞİ GENEL BAŞKANI SALİH ERGÜL’DEN KANDİL MESAJI. Bu gün ve bu geceden itibaren hayatımızın her anında, Allah Resulünün sevgisini damarlarımızda hissedelim.Onun sevgisi anlatılamaz ama biz yaşamaya çalışalım.Çünkü Peygamber sevgisi anlatılmaktan öte,yaşanmak için sunulmuş ilahi bir lütuftur. Bu gün ve bu gecede, bu lütfun farkına varalım diyorum ve Tüm insanlığın ve İslam aleminin Mevlit Kandillerini kutluyorum dediği mesajında:

ERGÜL:

 “Allah Resulü’nün doğduğu çağda dünyanın her tarafında cehalet, zulüm ve ahlâksızlık almış yürümüş, Allah inancı unutulmuş, insanlık korkunç ve karanlık bir duruma düşmüş, dünya yaşanmaz hale gelmişti. 

Sevgili Peygamberimizin tebliğ ettiği İslâm dini ile dünya aydınlandı, tek Allah inancı ile kalpler nurlandı. Eşitlik, adalet ve kardeşlik geldi. O'na inanan toplumlar gerçek huzura kavuştu. O'nun doğduğu gece, insanlığın kurtuluşu için çok hayırlı ve mübarek bir başlangıçtır. 

O doğmadan önce yeryüzü saadetin, sevincin ve huzurun kaynağı olan “tev­hid” inancından mahrumdu. Küfür ve şirk fırtınası, ruh­ları ve kalpleri kasıp kavurmuştu. Gö­nüllerde tek mâbud yerine, birçok bâtıl ilâh yer almıştı! Hakikî sahibini arayan ruhların feryadı ortalığı çınlatıyordu. 

İnsanlar, birbirini yiyen canavarlar misâli vahşîleşmiş, küfür, şirk, cehalet ve zulüm bataklığında boğulmaya yüz tutmuşlardı. Zâlimin zulüm kamçısı al­tında mazlum inim inim inler hale gelmişti. 

Âlem mahzun, varlıklar mahzun, gönüller mahzun ve simalar mahzundu. 

Akıl, ruh ve kalpleri mânevî kıskacı altına alıp olanca kuv­vetiyle sıkan bu küfür ve şirke, bu dalâlet ve cehalete, bu hüzün ve sıkıntıya beşerin daha fazla katlanmasına Allah’ın sonsuz merhameti elbette müsaade edemezdi! Bütün bunlara son verecek bir zâtı, şefkat ve merhametinin bir eseri olarak elbette gönderecekti! 

İşte, o zât geliyordu! 

Dünyanın mânevî şeklini beraberinde getirdiği nurla değiştirecek eşsiz in­san, Allah’ın Son Peygamberi geliyordu! 

Cin ve inse ebedî saadetin yolunu gösterecek Hz. Muhammed (a.s.m.) geli­yordu! 

Tarih: Milâdî 571, Nisan ayının yirmisi. 
Kamerî aylardan Rebiülevvel ayının on ikinci gecesi. 
Mekke’de mütevazı bir ev.

Günlerden Pazartesi.

Vakit, vakitlerin sultanı seher vakti. 
Bu mütevazı evde ve bu eşsiz vakitte muazzam ve eşsiz bir hadise vuku buldu:

 Kâinatın Efendisi Hz. Muhammed (a.s.m.), dünyaya gözlerini açtı! 
Bu göz açışla birlikte âlem, sanki birden elem ve mâtemini unutarak sürura garkoldu. Karanlıklar, ânında nurla yırtılıverdi. Kâinat, sevinç ve heyecan için­de adeta, “Doğdu ol saatte Sultan-ı Din Nura garkoldu semâvât-ü zemin” di­ye haykırdı.Bu duygu ve düşüncelerle Peygamber sevgisi ile  dolup taşalım .

Bu gün ve bu geceden itibaren, hayatımızın her  anında, Allah Resulünün sevgisini damarlarımızda hissedelim.Onun sevgisi anlatılamaz,biz yaşamaya çalışalım.Çünkü Peygamber sevgisi anlatılmaktan öte,yaşanmak için sunulmuş ilahi bir lütuftur.

Bu gün ve  bu gecede,  bu lütfun farkına varalım diyorum ve Tüm insanlığın ve İslam aleminin  Mevlit Kandillerini kutluyorum.”dedi.

Tüm Haberler için tıklayınız »