ANASAYFA » Haberler » DUAYEN SİYASİ VE BAŞARILI İŞ ADAMI HALİL PEKDEMİR BAŞKANLIK SİSTEMİNE VURGU YAPTI
DUAYEN SİYASİ VE BAŞARILI İŞ ADAMI HALİL PEKDEMİR BAŞKANLIK SİSTEMİNE VURGU YAPTI
Öncelikle belirtmek gerekir ki hükümet sistemlerini mukayeseli olarak değerlendirdiğimizde, hepsinin avantajlı ve dezavantajlı yönlerinin olduğu görülmektedir.
DUAYEN SİYASİ VE BAŞARILI İŞ ADAMI HALİL PEKDEMİR BAŞKANLIK SİSTEMİNE VURGU YAPTI

"BAŞKANLIK SİSTEMİ TÜRKİYE'NİN YARARINADIR."


Öncelikle belirtmek gerekir ki hükümet sistemlerini mukayeseli olarak değerlendirdiğimizde, hepsinin avantajlı ve dezavantajlı yönlerinin olduğu görülmektedir. Mutlak olarak bir hükümet sisteminin Başkanlık sistemine daha iyi olduğunu savunmak son derece zordur. Ayrıca hükümet sistemlerinin avantaj ve dezavantaj olarak nitelendirilen yönleri, gerçekten o hükümet Sisteminden mi kaynaklanmaktadır? Bu soruya olumlu cevap vermek de zordur. Başkanlık sisteminin avantajı olarak gösterilen "istikrarlı ve güçlü yönetim sağlama" özelliği salt hükümet sisteminden mi kaynaklanmaktadır? Başkan yani yürütmenin beş yıllık bir sürecin iş başına gelmesi ve göreve devam etmesi gerçekten hükümet istikrarını sağlamaktadır. Başkanlık sistemi Türkiye'de uygulanamayacak bir sistem değil, Ak Parti'den önce birçok siyasetçi zaman zaman bu sistemi dile getirmiştir. Bugünkü Parlamenter model dünyada yaygın olan bir sistem. Bu modelle şuan Türkiye'de bir sorun yok, on yıldır bu hükümetle güzel şeyler yapıldı, dış politikada güzel şeyler oluyor, ekonomide ciddi ataklar yapılıyor. Ama nereye kadar devam edecek? Bu güzel anların bozulması bir koalisyon hükümetine bakar. Altı ay içerisinde tüm dengeler yerle bir olabilir. Çünkü yapmak zor, yıkmak kolaydır. 50-60 döneminde Rahmetli Menderes yapmış, ihtilal sonrasında gelenler ülkemizi perişan duruma düşürmüş, Sayın Demirel gelmiş bir şeyler yapmış, sonrasında kurulan koalisyon ile ülke büyük sıkıntılar yaşamış, on yılda on iki hükümet kurulmuş, bir hükümetin ömrü 8-9 ay… Ardından darbeler olmuş ülke yine perişan… 83'den itibaren Rahmetli Özal göreve gelmiş, 1990 yılına kadar ülkemizde güzel şeyler yapmış, sonrasında koalisyon dönemi ve sonrasında da Ak Parti göreve gelmiş. Ak Parti iktidarına sürekli bir dalgalanma yaratma çabaları, Türkiye'nin bir türlü kalkınmasını istemeyenlerin kıskacı!... Dikkatimi çeken bir durum da, Demirel ve Özal ülkenin çıkmazda olduğu dönemlerde Başkanlık modelini gündeme getirmişler, Ak Parti ise en güçlü olduğu dönemde dahi Başkanlık sistemini savunuyor. Türkiye'de eskiden yaşanan acı tablolar görüldüğü için, ileriki yıllarda halkımız bu sıkıntıları yaşamasın diye çaba harcanıyor. Çok geç kalmadan bu modelin hayata geçirilmesi lazım. Türkiye önemli bir ülke, bu sadece bizim değil, birçok ülkenin kabul ettiği bir gerçektir. Türkiye'nin bölgesel gücü, tarihi birikimi, geçmişi, tecrübeleri var. Türkiye, dünya barışına da katkılar sağlayan bir ülke. Bu yüzden, Türkiye ne kadar güçlü olursa, hem içeriden, hem dışarıdan, kendisinden beklenen görevlerin gerçekleşmesi o kadar kolay olacaktır. Yapılacak iş gece-gündüz demeden çalışmaktır. Çünkü Türkiye çalışarak bir yere gelebilir. Bunu yaparken de Türkiye'ye faydası olmayacak, Türkiye'yi daha ileri bir noktaya getirmeyecek tartışmalardan, gerilimlerden olabildiğince uzak durmak, daha huzurlu, daha kalkınmış bir ülke, daha güçlü bir Türkiye için elbirliği ile çalışmaktır. Türkiye nüfus açısından mozaik bir yapı halinde olduğundan, bu hale en uygun sistem Başkanlık sistemidir. Nüfusumuz homojen değildir; mezhep, etnik köken gibi farklılıklar, neticede koalisyonlar doğurmakta, bu da statükoculuğu getirmektedir. İmparatorluk bakiyesi bir toplum olduğumuz için, bizi ancak Başkanlık sistemi birleştirebilir. Ülkemiz siyasi parti rejiminde, sıkı parti disiplini olduğundan, hükümetler, meclisi adeta noter olarak kullanmaktadırlar. Hükümetleri denetlemek hayaldir. Meclisin ve Millet vekilinin itibarı düşünülmelidir. Parlamentarizm, sorunları çözmekten aciz kalabilmektedir. Kuşkusuz ki, Başkanı, TBMM denetleyecektir. Bir kısım Millet vekilleri halktan değil, parti örgütünden, Büyük Kongre delegelerinden, gruptan ve liderden seçilmektedir. Güçler ayrılığı gerçek anlamda Başkanlık sisteminde vardır. Demokrasinin teminatı sayılabilen, Başkanlık sisteminde daha iyi uygulanır. Modern devletin en ayırıcı özelliği kanun egemenliğine dayanmasıdır. Demokrasi ülküsünün en yüksek hedefi de budur. Başkanlık sistemi daha verimli, daha etkin ve daha hızlı çalışan bir sistemdir. Merkezi hükümet en az yerel iktidar kadar istikrarlı olabilmelidir. Türkiye'de hükümetin yetkileri oldukça fazla olmakla birlikte, dayanıksız (çelimsiz) bir statü içindedir. Dar bölge esası ve iki turlu seçim sistemi diğer partilerin oyuna ihtiyaç göstereceğinden, partiler arasında yumuşama olacaktır. Başkanın güvenoyu problemi olmayacağından, o, en doğru bildiği programı en uygun kişilerle uygulayacaktır. Ülkemizin demokrasiyi hazmettiğini dolayısı ile Başkanlık sisteminde herhangi bir sakınca değil, aksine oldukça yararlı olacağını görüyorum. Bu durumda yapılması gereken şey, Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılmadan Başkanlık sistemine geçmektir. Böylece sistem içerisindeki birçok tartışma geride kalacaktır. Partiler birbirlerine yaklaşacak, zira iki partili sistem oluşacak, böylece iktidar partisinin her zaman alternatifi bulunacaktır. Yeni sistemin işleyişi demokrasinin temel ilkelerine ve hukuk devleti anlayışına göre gerçekleşirse ciddi bir sorun oluşturmaz. Ayrıca ekonomik gelişmenin hızlanması, kişi başına milli gelirdeki artışlar ve yaşam standardının yükselmesi doğabilecek sorunları önler. Başkanlık sistemi bir bütünlüğü olan, iç işleyişi verimli çalışan, kurumları ve ilkeleri olan bir sistemdir. Bu anlayışla hazırlanacak yeni bir Anayasa ve yasalar muhtemel bir çok sorunu çözecektir. Dünya hızlı bir teknolojik alt yapı devrimi yaşıyor. Bu süreci anlamayan klasik siyasi yapılar ve bürokrasi, özgürlük ve demokrasi anlayışının gelişmesine karşı çıkıyor. Verimsizlik ve eskimişlik temel sorun… Bu nedenle Türkiye'nin önünü açmak için dünyadaki teknolojik alt yapıdaki değişimi doğru okumak ve buna uygun açık-şeffaf, katılımı artıran, hızlı karar alan hukuk devleti ilkelerinin tam anlamıyla geçerli olduğu yeni bir yapıya, Başkanlık sistemi ile demokrasinin kökleştiği bir sürece geçmek gerekiyor. Çünkü… Başkanlık sistemi Türkiye'nin yararınadır. Türkiye, yakın tarihe bakıldığında sadece istikrarlı hükümetlerin olduğu dönemlerde iktisadi ve siyasi gelişme gösterebilmiştir. Siyasetin alanının genişletilmesi ve siyasi iradenin güçlendirilmesi ki bu da temsil gücü yüksek bir parlamento ve güçlü bir hükümet ile olur. Başkanlık sisteminin ülkeyi daha da istikrarlı kılacağı tarihi tecrübe ile sabittir.

19.05.2012Tüm Haberler için tıklayınız »