ANASAYFA » yazarlar » DUYGU KARAHANOĞLU
    ANLAMSIZLIKLAR
    Değişen, gelişen teknolojide insan ilişkileri de,nasibini aldı.Dostluklar menfaat doğrultusunda kurulup, eski dostlar işe yaramaz mendil gibi kenara fırlatılıp atıldı.
    Yılların ardında kalan sadece hatıralar değil, tüm saf düşünceler temiz duygularda zamanın gerisinde kalan özelliklerdir. Çocukluk yıllarında, can ciğer arkadaşlıklar kurulsa da zaman içerisinde menfaat çarkları arasında ezilip yok oldu.

    Toplumun hemen hemen yüzde sekseni sahte dostluklardan, oluşmaktadır. Yeni güne başlarken \"günaydın\" sözcüğünü bile kullanmakta tereddüt eden bir toplum hiçbir zaman geleceğe umutlu gözle bakamaz.

    Diyaloglar kesik olduğu kadar soğuk ve yabancıdır. Her konuşmasını maddiyata bağlayan para gözler insanlıktan, dinden uzak kimselerdir.

    Arkadaş toplantılarına pek katılmam. Nedeni açıkça ortadadır. Yakın bir akrabamı kırmayıp, yine yakın bir akrabanın iş yerine, ziyarete gittik. Sıcak güneşli bir hava onun soğuk yüzünde adeta soğudu.

    Buz gibi bakan gözlerde sahte dostluğu okumak hiç de, zor olmadı. Kinle bakan gözleri, arada bir kelimelerle perçinleşerek, kendini fazlasıyla ele veriyordu.

    Hayatta paradan, puldan daha değerli unsurlar vardır. En önemlisi de, muhabbettir fakat yakın akraba tüm eski günlerini unutarak, bambaşka kimlikle yanında oturan eski arkadaşıyla konuşması da, yapmacıktı.

    Karşımda yıllar önce bir yedikleri ayrı giden iki insanın birbirlerine ne denli yabancı olduklarını gördüm ve içim sızladı.

    Yalan dünyanın, yalancı insanları on yıl önce farklı, on yıl sonra daha farklı, yirmi yıl sonrada farklının en farklısı. Dostlukları parayla ölçen malları mülkleri teraziyle tartan bir toplumun fertlerinden fazla bir şey beklememek lazım.

    Çünkü onlar kendilerini dünya işine kaptıran zavallı bir o kadar da, aciz kimselerdir. Parayla her şeyi satın alabileceklerini düşünüp dostluklarını da, o yönde kurmaktadırlar.

    Demek ki, dostluk, arkadaşlık paradır, eğer paran varsa hepsini elde edersin mantığı yerleştikten sonra bazı değerlerin ölmesine hayıflanmaya gerek yoktur.

    Hoşgörü, insan ilişkileri dinimizin gerektiği özelliklerden olsa da, yaşadığımız yüzyılda bunlar enayilik, saflık yerine sokulmaktadır. İyi niyetlinin diğer bir adı anlamaz, misafirperverliğinde adı aptallıktır !..

    İşte, kavramları birbirine karıştırarak dostlukları parayla ölçer bir toplumdan beklenen, elbette bunlar olacaktır.

    FATMA KARAHASANOĞLU