ANASAYFA » yazarlar » SALİH ERGÜL GENEL BAŞKAN
    UMUTLARIMIZI KIRMAYIN
    Memlekette neler oluyor neler? Bu kadar da olmaz yahu diyenimiz çok. TV lere bir bakıyorsun tutuklamalar şaşırtıcı.Bir de bakıyorsun salıvermeler..Sonra tekrar tutuklama kararları….Daha da şaşırıyorsun.
    Şaşıra şaşıra şaşı kalacak gözlerimiz.

    Bu ortamda halk yok sanki. O ne düşünür, ne karar verir, nasıl bakar bu gidişata aldıran yok. İktidar halka inanıyor görünüyor, Anayasa değişikliğini halkla çözmek istiyor. Ama oda tam olarak güvenmiyor. Nedeni ise:

    Anayasa değişikliğini halk oylamasında bütünüyle yapmak istiyor. Mazereti zor olması… İktidarın işi zoru başarmaktır. Aslında zor da değil.

    Halka güveniyorsan ve demokrasinin gereğini yapmak istiyorsan, her maddeyi ayrı ayrı oylatacaksın. Muhalefetin de sesini kısacaksın böylece.

    Efendim nasıl olur? Demeyin. Bal gibi olur. Seçimlerde partileri nasıl ayırıp da mührü istediğine basıyorsa bu millet, bunu da yapar.

    Siz derseniz ki: Bu işi halk beceremez, sıkıntı çeker. Yani halk cahil… O zaman demezler mi Nerede demokrasi?

    Geçen gün TV de bir söze şahit oldum. Diyor ki bir zatı muhterem:Anayasa değişikliği halka bırakılamaz.Kim yapsın o zaman Anayasayı?

    Darbeciler ve bürokratlar öylemi?

    Siyasetçilere ve halka ancak uymak düşer o Anayasaya öylemi?

    Halkın adalete olan güvenini, demokrasiye olan inancını, siyasete bakış açısını ve Anayasaya olan güvenini sarsmaya hiç kimsenin hakkı olmamalı.

    Bunu kim ne maksatla yaparsa yapsın, bir gün bunun faturasını ödeyeceğini unutmamalı.

    Ben şu anki durumumuzu, internette gördüğüm \"En komik kaza\"haberine benzetiyorum. Çünkü hesaplar karıştı bu aralar. Bütün hesaplarımızda bir zarar görüyoruz. Elimiz ayağımızın kırılmasına razıyız ama bari UMUTLARIMIZI KIRMAYIN.

    Hasta yatağında yatan yaralı bir işçinin şantiye şefine yaptığı açıklamayı yorumsuz aktarıyorum.

    Sayın şantiye şefim;
    İş kazası tutanağına planlama hatası diye yazmıştım. Bunu yeterli görmeyerek ayrıntılı anlatmamı istemişsiniz. Şu anda hastanede yatmama neden olan olaylar aynen aşağıda anlattığım gibi olmuştur.

    •Bildiğiniz gibi ben bir duvar ustasıyım. İnşaatın altıncı katındaki işimi bitirdiğim zaman biraz tuğla artmıştı. Yaklaşık 250 kg kadar olduğunu tahmin ettiğim bu tuğlaları aşağıya indirmek gerekiyordu,

    •Aşağı indim, bir varil buldum, ona sağlam bir ip bağladım ve ardından altıncı kata çıktım.

    •İpi bir çıkrıktan geçirip ucunu aşağıya saldım.

    •Tekrar aşağıya indim ve ipi çekerek varili altıncı kata çıkardım.

    •İpin ucunu sağlam bir yere bağlayıp tekrar yukarı çıktım.

    •Bütün tuğlaları varile doldurdum.

    •Aşağı indim, bağladığım ipin ucunu çözdüm.

    •İpi çözmemle birlikte birden kendimi havalarda buldum. Nasıl bulmayayım? Ben yaklaşık 70 kiloyum. 250 kilogramlık varil süratle aşağıya düşerken beni yukarı çekti. Heyecan ve şaşkınlıktan ipi bırakmayı akıl edemedim.

    •Ben yukarı çıkarken yolun yarısında, aşağı inmekte olan tuğla dolu varille çarpıştık. Sağ iki kaburgamın kırıldığını hissetim.

    •Tam yukarı çıkınca, iki parmağım iple beraber çıkrığa sıkıştı; Parmaklarım da bu sırada kırıldı.

    •Bu esnada yere çarpan varilin dibi çıktı ve tuğlalar etrafa saçıldı. Varil hafifleyince, bu sefer ben aşağı inmeye varil ise yukarı çıkmaya başladı ve yolun yarısında yine varille çarpıştık! Sol bacağımın kaval kemiği de bu sırada kırıldı.

    •Yere inince can havli ile ipi bırakmayı akıl ettim. Bu sefer de başımı yukarı kaldırdığımda boş varilin süratle üzerime geldiğini gördüm! Kafatasımın da böyle çatladığını sanıyorum. Bayılmışım, gözümü hastanede açtım.

    14/04/2010
    Salih ERGÜL
    Kurucu Genel Sekreter
    AMASYA