ANASAYFA » yazarlar » SALİH ERGÜL GENEL BAŞKAN
    HUKUK VE DEMOKRASİ
    Günümüz anayasalarında çağdaş devlete,her şeyden önce \"hukuk devleti\" denilmektedir.
    Hukuk Devleti :
    Her eylem ve işlemi hukuka uygun, insan haklarına dayanan, bu hak veözgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu gerçekleştirerek sürdüren bir devlet şeklidir.

    Anayasa\'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan,hukuku tüm devletorganlarına egemen kılan,kendini Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla bağlı sayıp,yargı denetimine açık kılan bir devlet şeklidir.

    Kısaca hukuk devleti ilkesi,yönetenlerin de yönetilenler gibi hukuka bağlılıklarını öngörür ve bunu bağımsız yargının denetimine ve güvencesine bırakır.

    Demokratik sistemi ise :
    Devlet yetkilerini kullanacak olanların, başta da siyasal kararorganlarının,egemenliğin asıl sahibinin,yani halkın iradesinin eşit veadaletli bir seçimle oluşması olarak tanımlayabiliriz.

    Yurttaşlar bireysel özgürlükleriyle,gönüllü kuruluşlarıyla,partileriyle,meslek örgütleriyle,basın-yayın organlarının bütünü olan medyasıyla, demokrasi adına katılımı ve denetimi sürekli gerçekleştirirler.Çağdaş demokrasileri etkili kılan ve hayatiyetini sağlayan da işte bu toplumsal bilinç ve sürekliliktir.

    Hukuk devleti ve demokrasi kavramları,çağımızda etle tırnak gibibirbirlerine bağlıdırlar.Bu gerçekten hareketle hukuksuz demokrasi vedemokrasisiz de hukuk olmaz demek mümkündür.

    Türkiye Cumhuriyeti\'nin temel ilkelerinden birisi demokratik yapısı,birdiğeri ise hukuk devleti olmasıdır. Hukuk devleti,tüm eylem ve işlemlerinde hukukun genel ilkelerine bağlı kalan ve meşruiyetini de bu bağlılıktan alan devlet türüdür. Ancak burada \"kanun devleti\" ile \"hukukdevleti\" arasında bir fark olduğunun altı net bir şekilde çizilmelidir.

    Devlet işlemlerinde kendisini evrensel hukuk kuralları ve değerlerle sınırlıgörür;salt kendi koyduğu yasalarla değil.Hukuk devleti,iktidarısınırlandırılmış ve vatandaşlarının tüm hak ve özgürlükleri güvence altına alınmış devlettir.

    Anayasamızın ikinci maddesinde Türkiye Cumhuriyet\'imizin nitelikleribelirlenmiş; Bunlardan birisi yukarıda açıkladığımız gibi \"demokratik\" yapısı, bir diğeri ise \"hukuk devleti\" ilkesidir. Bu nitelikler, tüm idarecilerimizi, bu arada Cumhurbaşkanı\'nı da bağlar.

    Başta kürt sorunu,Derin devlet, JİTEM, Ergenekon, Kafes, Kozmik oda gibi bütün meselelerimiz barışçı yoldan,hukuk kuralları içinde çözülmesi gerekir ve bu arada yargıya da güvenin sarsılmaması gerekir ki, Türkiye\'nin önü açılsın ve gerçek demokrasiye ulaşılsın.

    Aksi çözümsüzlük ise,ne kürt sorununa ,ne de diğer sorunlara faydagetirmeyecektir.

    Sonuç olarak diyebiliriz ki:
    Demokrasiye ve hukuka duyulan güven zedelenmemeli,Türkiye\'de yürütülen ve son günlerde yoğunluğu artan \'Ergenekon\' soruşturması süreci, yasalar çerçevesinde adil, hızlı ve kamuoyunu aydınlatacak şekilde sonuna kadar sürdürülmeli;

    Öte yandan,toplumdaki endişe ve kutuplaşmayı artırmamalı ve demokrasi ve hukuka duyulan güvenin zedelenmesine yol açılmamalıdır.Hiçbir kişi ve kurum gelişmelerden çıkar beklentisi içerisinde olmamalıdır.